Vergisel Teşvik, Teknik Esaslar ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
1. Giriş
Ekonomik dalgalanmaların sıklaştığı, finansmana erişim maliyetlerinin yükseldiği bir konjonktürde, işletmelerin sermaye yapısını güçlendirmesi stratejik bir gereklilik hâline gelmiştir. Özellikle faiz oranlarının yüksek olduğu dönemlerde, borçlanma yoluyla finansman yerine özkaynağın güçlendirilmesi, hem finansal sürdürülebilirlik hem de vergisel avantajlar bakımından önem taşımaktadır.
Bu çerçevede, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımı yoluyla özkaynaklarını güçlendirmelerini teşvik etmek amacıyla, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda önemli bir düzenleme yapılmıştır. 07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6637 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi uyarınca, nakit sermaye artışı üzerinden faiz indirimi imkânı getirilmiştir.
Bu makalede, söz konusu faiz indirimi uygulamasının hukuki altyapısı, kapsamı, hesaplama yöntemleri, süre ve oran sınırlamaları ile uygulamada öne çıkan kritik noktalar bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmaktadır.
2. Düzenlemenin Amacı ve Hukuki Dayanak
Düzenlemenin temel amacı, şirketleri borçlanma yerine özkaynakla finansmana yönlendirmek, böylece:
Hukuki dayanaklar özetle:
Bu hükümler çerçevesinde, sermaye şirketleri tarafından nakit olarak konulan veya artırılan sermaye üzerinden, belirli oran ve sürelerle hesaplanan tutarların kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkün hale gelmiştir.
3. Uygulamadan Kimler Yararlanabilir?
Faiz indirimi uygulamasından:
olmak üzere, kanunda aranan şartları sağlayan kurumlar yararlanabilmektedir.
Uygulamanın esası, “nakit” sermaye artışıdır. Sermaye artırımının aynî sermaye, değer devri, özsermaye kalemlerinin sermayeye ilavesi gibi yollarla yapılması halinde, faiz indirimi hakkı doğmamaktadır.
4. Faiz İndirim Tutarının Hesaplanması
4.1. Genel Hesaplama Formülü
Kurum kazancından indirilebilecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır:
İndirilebilir Tutar =
Nakdi Sermaye Artışı x Ticari Krediler Faiz Oranı x İndirim Oranı x Süre
Burada:
4.2. Kıst Dönem Uygulaması
Sermaye artırımı yapılan hesap döneminde, nakit sermayenin şirket banka hesabına fiilen girdiği ya da tescil edildiği tarihten yıl sonuna kadar olan süre, ay bazında dikkate alınır. Ay kesri tam ay sayılmak suretiyle, süre ay/12 şeklinde hesaplanır. İzleyen yıllarda süre 12/12 (tam yıl) olarak uygulanır.
5. Uygulamaya İlişkin Örnek Hesaplama
XYZ A.Ş. ortakları, 1 Şubat 2023 tarihinde 1.000.000 TL tutarında nakit sermaye artışı kararı almış ve sermaye taahhüdünü aynı ay içinde nakit olarak ödemiştir.
Varsayımlar:
Bu durumda 2023 yılı için indirilebilir tutar:
1.000.000 x 0,5311 x 0,50 x 11/12
= 243.420,83 TL
XYZ A.Ş., 2023 yılı Kurumlar Vergisi beyannamesinde 243.420,83 TL’yi kurum kazancından indirebilecektir.
Aynı sermaye artışı nedeniyle, 2024–2027 hesap dönemlerinde de (beş hesap dönemi kuralı çerçevesinde) her yıl ilgili yılın TCMB ticari kredi faiz oranı esas alınarak indirim hesaplanmaya devam edilecektir. Örneğin, 2024 yılı için TCMB oranının %60 olması halinde:
1.000.000 x 0,60 x 0,50 = 300.000 TL
tutarında indirim 2024 yılı kurum kazancından düşülebilecektir.
6. Kullanılacak Faiz Oranı ve Özel Hesap Dönemi
Faiz indirimi hesabında kullanılacak oran, TCMB tarafından açıklanan:
Özel hesap dönemine tabi mükellefler, kendi hesap dönemlerinin sona erdiği ay itibarıyla TCMB tarafından en son açıklanan ilgili ticari kredi faiz oranını baz alarak hesaplama yapacaklardır.
7. Tescil Tarihi, Ödeme Tarihi ve Esas Alınacak Sermaye Tutarı
İndirimin uygulanmasında iki tarih kritik önemdedir:
Uygulama esasları:
esas alınarak süre hesaplanır.
Taahhüt edilen ancak henüz nakit olarak şirkete aktarılmamış sermaye tutarları, indirim hesabında dikkate alınmaz.
8. Sermaye Avanslarının Uygulamadaki Konumu
Sermaye avansı, belirli şartlarla faiz indirimi kapsamında değerlendirilebilmektedir. Buna göre, sermaye avansının indirimde dikkate alınabilmesi için:
gerekmektedir.
Bu şartların sağlanmadığı durumda:
9. İndirim Tutarının Hesabında Dikkate Alınmayacak Sermaye Artışları
Faiz indirimi, yalnızca gerçek anlamda nakit sermaye artışına tanınan bir teşviktir. Aşağıdaki sermaye artışları indirimde dikkate alınmamaktadır:
Böylece, düzenleme özünde, kaynağını doğrudan borçlanmadan almayan ve gerçekten kasaya giren nakit sermayeyi ödüllendirmektedir.
10. Süre Kısıtı ve 5 Hesap Dönemi Uygulaması
7417 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu md. 10/1-ı hükmünde yapılan değişiklik sonucunda, nakit sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi için beş hesap dönemi sınırı öngörülmüştür.
Buna göre:
Her bir hesap döneminde indirim, ilgili yılın TCMB ticari kredi faiz oranı esas alınarak yeniden hesaplanır.
11. Kazanç Yetersizliği Halinde Kullanılamayan İndirimlerin Durumu
Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde kurum kazancından indirilemeyen tutarlar, izleyen dönemlerde kullanılabilmektedir. Buna göre:
matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilir.
Böylece, 5 hesap dönemi içinde hesaplanmış ancak kullanılamamış indirim tutarları, kazancın oluştuğu ileriki dönemlerde de değerlendirilebilmektedir.
12. Sermaye Azaltımı Halinde Uygulama
Faiz indirimi uygulamasından yararlanılan sermaye şirketlerinin ilerleyen dönemlerde sermaye azaltımına gitmesi halinde, indirimin kapsamı yeniden belirlenmektedir.
Bu düzenleme ile, indirimden yararlanıp sonraki süreçte sermaye azaltımı yoluyla özkaynağın sistemden çekilmesinin, teşvik kapsamında avantaj yaratmaya devam etmesinin önüne geçilmiştir.
13. İndirim Oranları ve İlave Teşvikler
Genel indirim oranı:
Yurt dışından getirilen nakitle karşılanan sermaye artışı için:
Buna ilave olarak bazı özel durumlar için ek indirim oranları öngörülmüştür:
Bu ilave oranlar sayesinde, belirli kriterleri sağlayan şirketlerde toplam indirim oranı %50’nin oldukça üzerine çıkabilmekte, böylece sermaye piyasasının derinleştirilmesi ve üretim yatırımlarının desteklenmesi hedeflenmektedir.
14. İndirim Oranının “0” Olduğu Durumlar ve Sınırlamalar
Uygulamada, bazı şirket türleri için indirim oranı %0 olarak belirlenmiştir. Buna göre:
indirim oranı %0 olarak uygulanmaktadır.
Bu yaklaşım, düzenlemenin aktif ticari faaliyeti ve üretken yatırımı destekleme amacını somutlaştırmakta; pasif gelir odaklı ya da portföy niteliği ağır basan yapıların bu teşvikten yararlanmasını sınırlandırmaktadır.
15. Geçici Vergi Dönemlerinde Uygulama
İndirim tutarının hesaplanmasında, TCMB tarafından yıl bazında en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alındığından, faiz indiriminden geçici vergi dönemlerinde yararlanılması mümkün değildir. Uygulama yalnızca yıllık kurumlar vergisi beyannamesi bazında yapılmaktadır.
16. Belgelendirme ve Beyan Yükümlülüğü
Faiz indiriminden yararlanmak isteyen sermaye şirketlerinin:
gerekmektedir.
Belgelendirme sürecinin eksiksiz yürütülmemesi, vergi idaresi nezdinde ihtilaf riski doğurabilecektir.
Öte yandan, nakdi sermaye artışında kullanılan kaynakların vergi incelemesi veya diğer denetim mekanizmaları sonucunda şirketin kayıtdışı bırakılmış hasılatlarından sağlandığının tespiti halinde, söz konusu tutarlar yönünden uygulamanın temel mantığı zedelenmektedir. Bu durumda, gerçekte ortaklar tarafından işletmeye ilave bir finansman sağlanmasından ziyade, şirketin kendi beyan dışı bırakılmış gelirlerinin yeniden işletmeye konulduğu kabul edilecek; dolayısıyla kayıtdışı hasılat tutarına isabet eden kısım için nakdi sermaye artışına ilişkin faiz indirimi uygulamasından yararlanılması mümkün olmayacaktır. Ayrıca, geçmiş dönemlerde bu tür tutarlar üzerinden yararlanılmış faiz indirimleri, vergi idaresi tarafından iptal edilerek ilgili dönem kurumlar vergisi matrahları re’sen veya ikmalen tarhiyata konu edilebilecek; söz konusu dönemler itibarıyla hesaplanan vergi asılları, vergi ziyaı cezası ve gecikme faiziyle birlikte mükelleften aranabilecektir. Bu çerçevede, nakdi sermaye artışında kullanılacak kaynakların kayıt içi, tevsik edilebilir ve vergisel açıdan “temiz” olması, uygulamadan güvenli ve sürdürülebilir şekilde faydalanmanın ön koşulu niteliğindedir.
17. Sonuç ve Değerlendirme
TCMB’nin ticari krediler için açıkladığı faiz oranlarının yüksek seyrettiği bir ortamda, nakit sermaye artışına tanınan faiz indirimi, Kurumlar Vergisi mükellefi sermaye şirketleri açısından önemli bir vergisel avantaj niteliği taşımaktadır.
Bu avantajı etkin ve güvenli şekilde kullanabilmek için:
büyük önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, nakit sermaye artışında faiz indirimi uygulaması; doğru kurgulandığında, şirketlerin hem sermaye yapısını güçlendiren, hem de kurumlar vergisi yükünü azaltan güçlü bir enstrümandır. Kurumlar Vergisi beyan dönemine yaklaşırken mükelleflerin mevcut ve planlanan sermaye hareketlerini bu çerçevede gözden geçirmeleri, gerek vergi planlaması gerekse finansal sürdürülebilirlik açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.